KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Image

KARDEŞ KISKANÇLIĞI
     Kardeş kıskançlığı aile içerisinde önemli bir sorun olarak algılanmakla birlikte, çocukların anne ve babalarını çok sevmelerinden kaynaklanan doğal bir duygudur. Kıskançlığın en büyük nedeni aslında yeni doğanın kendisi değil anne ve baba sevgisinin paylaşılmak istenmemesi ile ilgilidir. Önemli olan bu duygunun anne ve baba tarafından nasıl yönetildiği sürecidir.
     Kardeş kıskançlığı çok farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı çocuklar kardeşini kıskandığını dile getirebilir. Kardeşim niye doğdu? Keşke hiç gelmeseydi? Onu geri gönderelim. Kardeşimden nefret ediyorum. Şeklinde sözler söyleyebilirler. Kardeşinin olumsuz yönlerini bulmaya çalışabilirler. Anne baba olarak kardeşin zaten yaramaz. O hep altına yapıyor. Beni hiç dinlemiyor gibi sözler söylemememiz gerekir. Olumsuzluğu pekiştirmememiz gerekir. Çocuğun dikkatini kardeşinin olumsuz yönlerine odaklanmasını engellemeliyiz. Bazı çocuklar kardeşlerin doğmasıyla birlikte bebeklik dönemlerinde görülen davranışları tekrar edebilirler. Örneğin tekrar emzik emmek isteme, altını ıslatmaya başlama, parmak emme, bebekçe konuşma gibi. Bazen tek başına yapabildikleri becerileri yapmak istememeye başlayabilirler. Örneğin ayakkabımı giyemediğini söyleme, yemek yiyemediğini söyleme ve annesinden yardım isteme gibi. Bazen kıskanılan kendinden büyük abi ya da abla ise bu sefer onlar gibi davranmaya başlayabilirler. Bazı çocuklar kardeşleri doğduğunda içine kapanabilir, kendilerinin sevilmediğini düşünerek mutsuz olabilirler. Ya da kendilerinin ikinci plana atıldığını düşünebilirler. Kardeş kıskançlığının en yoğun yaşandığı çocuklarda kardeşine zarar verme ya da tam tersi kardeşini çok sahiplenme görülebilir. Bazı çocuklar kendilerini rahatlatmak için kardeşini çimdikleyebilir, vurabilir. Ya da tam tersi başka hiç kimsenin sevmesine izin vermeyerek sürekli kendisi ilgi göstermeye çalışabilir. Annesinin sevgisini tamamen kaybetmekten korkabilir.
Ailelere Öneriler;
Kardeş kıskançlığı sadece ilk çocuklarda değil 2. Ya da daha sonra doğan çocuklarda da görülebilir. Burada önemli olan bu duygusunun olağan bir duygu olduğu, ailenin çocuğa olan yaklaşımının, çocuğun kişilik özelliklerinin kıskançlığın görülme derecesini etkileyebileceğidir. Tüm çocukların anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Eğer çocuğumuza onu anladığımızı hissettirirsek ve söylersek, çocuğun kendi yaşadığı içsel gerginliğin olağan bir duygu olduğu ve baş etmesi gerektiği konusunda yardımcı olmuş olabiliriz. Çocuklarla aile içi iletişimi oluşturulurken çocukların sen, ben değil biz kavramının benimsetilmesi gerekir. Örneğin bir problem yaşadık, yeni doğan bebeğimiz çok ağlıyor nasıl çözebileceğimiz konusunda diğer kardeşlerden de yardım isteyebiliriz. Bizim için her zaman önemli olan suçlu ya da sorun aramak değil çözüm geliştirmek olmalıdır. Kardeşlerin arasında yaş farkının az olması genellikle kıskançlığın biraz daha yoğun yaşanmasına neden olabilir. Çocuk büyüdüğünde ailesi dışında sosyal grupların üyesi olduğunu fark ettiğinde ilgisi biraz daha arkadaşlarına diğer gruplara döner ve kıskançlık duygusunun yoğunluğu azalır. Aile içerisinde anne baba ve çocukların iş bölümü içerisinde olması önemlidir. Bazen anne yeni doğanın bakımıyla daha fazla zaman geçirmesi gerekebilir. Bu yüzden babanın da sürecin içerisinde aktif olarak katılması çocuğun güveni açısından yararlı olabilmektedir. Önemli olan zamanı çocukların arasında eşit dağıtmak değil ihtiyaca göre ayarlamaktır. Biraz daha büyük çocukların ilgileri ve beklentileri ailelerinden, daha çok kaliteli zaman geçirmeye yönelik olmaktadır. Bu yüzden çocuklara yaşlarına uygun faaliyetler ve sorumluluklarla gelişimini destekleyebilir zamanınızı ona göre planlayabilirsiniz.

CANSU KESER